Şizofreni Tedavisine Adım Adım

Beyin görüntüleme yöntemlerinin şizofreni tedavisinde umut olduğunu belirten Prof. Nevzat Tarhan, “Beyindeki biyolojik bulgular, hastalığının somut ve kontrol edilebilir olduğunu gösteriyor” dedi.


Üsküdar Üniversitesi ile şizofreni hastaları, hasta yakınları ve gönüllüler tarafından kurulan Avrasya Şizofreni Derneği “Şizofreni Dünyası” başlıklı bir panel düzenledi.

Panelin konuşmacılarından Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çalışmaların şizofreni tedavisinin bulunması yönünde umut verici olduğunu söyledi, “Gelişmiş görüntüleme yöntemleriyle beyindeki biyolojik bulgular şimdi hastalığının somut ve kontrol edilebilir olduğunu ortaya koyuyor, belirsizliği de gideriyor. Tedaviye ciddi katkı sağlıyor. Bu hastalığın tedavisine ilişkin dünyada ciddi araştırmalar var. Şüpheli gen bulundu ama hala çalışılıyor. Çağ, beyin çağı ve şizofreninin tedavisinin bulunmasına da çok yaklaşıldı. 20 yıl öncesi ile şu an arasında çok fark var” dedi.

Prof. Dr. Adnan Ömerustaoğlu da “Hayatta hiçbir şeyin tek bir çözümü yoktur” diyerek şizofreni rahatsızlığının da hayatın zorluklarından biri olduğunu sabır, irade, azim ve akıl ile her türlü sorunun üstesinden gelinebileceğini ifade etti.

“TOPLUM DAMGALAMAMALI”
Prof. Dr. Hüsnü Erkmen ise “Toplumumuzda bir damgalama var. Bu kişilere çok tehlikeli, bize zarar verecek düşüncesiyle yaklaşılıyor. Bu yaklaşımın kaldırılması gerekiyor. Dünya çapında buluş yapmış, önemli sanat eserleri ortaya koymuş ve insanlığa büyük faydalar sağlamış kişiler var. Zarar verecek bir tarafı yok bu kişilerin. Basın mensuplarına da sesleniyorum. “Şizofreni hastası arkadaşını öldürdü” diye haber vermemek gerekir. Nasıl ki bir şeker hastası, hipertansiyon hastası bir kişiyi öldürdüğünde haberde bu bilgiye yer verilmiyorsa aynı şey şizofreni hastaları için de yapılmalı” diye konuştu.

“KİŞİSEL DEĞİL TOPLUMSAL BİR SORUN”
Aynı zamanda hasta annesi olan Avrasya Şizofreni Derneği Genel Başkanı Sevim Alper ise “Ben bir dernek başkanı olmakla birlikte aynı zamanda şizofren kızı olan bir anneyim. Bugüne kadar çok sıkıntılar yaşadım. Zaman zaman kapılar yüzümüze kapandı. Onları topluma kazandırmak için dernek kurduk ve sosyal beceri kursları gibi birçok aktivite düzenliyoruz. Toplumdaki şizofreniyle ilgili ön yargıları kırmak için uğraşıyoruz. Devlet tarafından il ve ilçelerde toplum temelli ruh sağlığı merkezleri, kimsesiz şizofrenler için barınma evleri açılmalı. Biz hasta aileleri gönüllü çalışmaya hazırız buralarda. Bu hastalık kişisel değil, toplumsal bir sorun. Kalıcı bir şeyler yapılmalı. Bütün yük maddi manevi hasta yakınlarının üzerinde. Korumalı yaşam evleri ve korumalı işyerleri hayata geçirilmeli. Ön yargılar değişsin. Yargılamak, ayıplamak, kaçmak çözüm değil. Herkesin biraz daha duyarlı olmasını istiyorum. Elimizi uzattık tutun lütfen…” diyerek şizofreni hastaları ve hasta yakınlarının sorunlarına değindi.

ŞİZOFRENİ HAKKINDA...
Şizofreni kişiyi gerçeklerden, dış dünyadan koparıp, kendi içe kapanık dünyasında yaşatan, düşünce, idrak, konuşma ve davranış problemleri gösterebilen bir beyin hastalığı. Düşünme, algılama ve duygulanım bozukluklarıyla ilgili. Kişinin çevresinde olup bitenleri değerlendirme biçimi, olaylara bakışı, diğer insanlarla ilişki hastalığın etkisi ile tekrar şekilleniyor. Şizofrenide kişi gerçek dünya ile kendi bozulmuş düşünce dünyasını aynı anda ve uyanıkken yaşıyor. Doğru algılama ve yorumlama biçimleri onun için yabancı. Kişinin önceden değer verdiği kavramlar anlamsız hale gelirken kendi dünyasında yarattığı değerler, korkular, düşünceler ön plana çıkıyor.